Eğer yeni
şeyler denemeye açık ve o güne kadar yapılmamış bir şeyleri deneme
cesaretiniz var ise, çoğu kez çevrenizdekiler tarafından yöneltilen şu
eleştiriye maruz kalırsınız.. “Hayatın İle Kumar Oynuyorsun.” Ya da
“Artık Küçük Değilsin; Bırak Bu İşleri!” Pekiyi ama, gerçekten böyle mi?
Girişimcilik, kumarbazlık mıdır? İşte bu sorunun cevabını, Dünya
Gazetesi’nden aldığımız aşağıdaki enfes yazıda bulabilirsiniz..
“Girişimcilik Bir Kumar mı?
Deneme ve başarma için gereken cesaret, hem girişimcide
hem de kumarbazda mevcuttur. Ancak, kumarbaz çoğu zaman cesaretini
içgüdüleri ve şansından alırken, girişimci ise ürün ve pazarıyla ilgili
bilgi, deneyim ve birikiminden alır.
Çoğu zaman
girişimcilerin kumarla aralarının iyi olduğu düşünülür. İşlerinin büyük
bir parçasının risk almaya endeksli olması kumarbazı ve girişimciyi
benzer karakterde gösterir. Her iki profilin de amacı para kazanmaktır.
Para kazanmak için ise risk almaları şarttır. Oysa, girişimci ve kumarbazın
risk almaya yaklaşımları tamamen farklıdır. Girişimci kar amacı güden
girişimini büyütmek amacıyla başlatır. Bir şeyleri yaratmaktan,
üretmekten, daha önce olmayan bir ürünü veya hizmeti var etmekten keyif
alır, yola çıktığı iş fikrini fark yaratan insanların ihtiyaç duyduğu
bir ürün haline getirmek girişimciye gurur verir. Girişimciliğin ille de
kar amacı güden şirketlerle kısıtlanması doğru olmaz; bugün sosyal
girişimciler hiç akla gelmeyen ufacık yardımların devasa amaçlara hizmet
ettiğinin en güzel örneğini oluşturmakta. Belki de daha basit ancak
geniş bir tanımla girişimciyi ‘iş fırsatlarını arayan, zaman, para ve
diğer kaynaklarını bu fırsatları değerlendirmek üzere seferber eden kişi
olarak nitelendirmek daha doğru olur.
Peki, kumarbaz
kimdir? Kumarbaz bahislere giren, şansına güvenerek kazanmayı uman
kişiye denir. Klasik kumarbaz tanımına uyan kişi kumarhanenin
kurallarıyla kumarhaneye karşı oynar ve çok düşük şansını kazanca
dönüştürmeyi hayal eder. Kuralları kumarhane yönetiminin koyduğu
düşünülürse, çoğu zaman kaybeder. Kumarbaz ille de kumarhanede kumar
oynamak zorunda değildir, üstelik kumarhanede bile birçok farklı oyun
mevcuttur.
Şimdi asıl sorumuza dönelim: Girişimci kumarbaz mıdır? Tek kelimeyle hayır. Kumarbaz şansa dayalı risk alırken, girişimci bilgiye dayalı risk alır.
Girdiği sektörü, işi iyi bilmesine rağmen elinde olmayan öngörülemeyen
nedenlerden işleri ters gidebilir. Her şeyi hesaplamasına ve öngörmesine
olanak yoktur. Tabii ki böyle durumlarda şansın büyük bir önemi vardır
ancak hiçbir zaman kumarbaz gibi varını yoğunu şansa teslim etmez.
Memurdan farklı olarak girişimci risk almaktan çekinmez, kumarbazdan
farklı olarak ise; iyi hesaplanmış riskler alır.
Risk almak hastalık haline gelirse…
Financial
Times yazarı Lucy Kellaway’e göre, kumar finans sektöründe bir meslek
hastalığından gerçek bir bağımlılığa dönüşebiliyor. Londra’da her hafta
gerçekleşen Anonim Kumarbazlar toplantısında; her toplantıda bir bankacı
gözyaşları içinde ne kadar para kaybettiğini anlatıyor. Kimi işinde
yönetmekle sorumlu olduğu portföyde bulunan müşterilerinin paralarını
riskli finansal enstrümanlara yatırarak, kimi de risk almaktan aldığı
hazzı iş dışına web bazlı kumarhanelere taşıyarak gecede 100 binlerce
sterlin kaybediyor. Bu kumar düşkünlüğü kimi profesyonellerin işten
atılmasına, evliliğinin yıkılmasına ve tabii emeğiyle kazandığı birçok
paranın uçup gitmesine sebep oluyor. Az sayıda patolojik kumar
bağımlıları yardım almayı kabul ederken, büyük çoğunluk kendini her
kayıptan sonra yeniden kazanacağına inandırıyor ve bağımlılığını daha da
derinleştiriyor.
Köpek ve
Kurt arasındaki Saat (The Hour Between Dog and Wolf) kitabında yazar
John Coates’un analizine göre, risk alındığında beyin çok büyük
miktarlarda dopamin üreterek insanın mutlu ve motive hissetmesine neden
oluyor. Adeta uyuşturucu bağımlıları gibi, piyasada kağıt alım satımı
yapan finansçılar bu riskin verdiği hazzı devam ettirmek için hep daha
fazla risk almanın peşinde koşuyorlar. Para kazanıp kaybetmenin ötesinde
risk almaya bağımlı oluyorlar.
Bağımlılık
alanında uzman Henrietta Bowden-Jones’a göre, patolojik kumarbazların
bağımlılık hikâyesinin 3 ana kökeni mevcut. Bazıları için durum genetik,
kumara düşkünlük aileden geliyor. Diğerlerinin çocukluklarında
yaşadıkları bir travma yüzünden kumara bağımlılık duymaya başlıyorlar.
Finansçı kumarbazların çoğu ise 3.kategoriye düşüyor: Bowden-Jones bu
profesyonellerin beyinlerinin farklı çalışmasından kumar düşkünü haline
geliyorlar. Büyük paraları kaybetme riski ve kazanma şansı onlara başka
hiçbir şeyde bulamadıkları heyecanı veriyor.
Mesele sağduyulu girişimci olmak
John
Hopkins Üniversitesi, İşletme Fakültesi öğretim görevlisi ve Dekan
Yardımcısı Prof. Dr. Philip Phan’a göre, girişimciler kumarbaz değiller.
Girişimciler ne zaman risk alacağını bilen, tekrar denemesi gerekip
gerekmediğini saptayabilen ve zararını en aza indiren profesyoneller.
Phan’a göre, herkesin fikir üretecek potansiyeli var ancak sadece
girişimci kafasına sahip kişiler bir adım daha ileri giderek o fikri
ekonomik bir fırsata çevirmeyi başarıyor.
Girişimci
bir fikri ürüne veya hizmete dönüştüreceği süreçte belli riskler alması
gerektiğini bilir. Ancak girişimcinin amacı ilk etapta varını yoğunu
aynı oyuna koyup ya hep ya hiç demek değildir. Amacı, kayıpları
limitlediği, insani ve finansal kaynak kullanımını maksimuma çıkardığı
bir model yaratmaktır. Bu sayede, başarısız olan fikirden minimum
düzeyde zarar görerek yeni fikirlere geçebilir.
Profesör
Phan’a göre, sağduyulu girişimci kısa evredeki planlarında esnek hareket
edebilen, belirsizlikler çok olsa bile, mantığı ve önsezileri
doğrultusunda karar alabilen kişidir. Gerçek girişimcinin
hızlı öğrenmenin avantajlarını kavramış olması ve buna paralel olarak
hatalarının maliyetini en aza indirebilmesi gerekir. Kimi
zaman bu kısa süreye odaklı kararlar işin gidişatında önemli rol
oynayacak, pazar konumlanmasını, pazara giriş ve çıkışı tayin edecektir.
Girişimcinin, zamanının ve ürününün içinde bulunduğu pazarın
dinamiklerine tam anlamıyla vakıf olması gerekir. Phan’a göre,
girişimcilerin iki büyük belirsizliği en iyi şekilde yönetmeleri
gerekir. Biri pazarın, diğeri ise ürünün kabul edilirliği. Bu
belirsizlikleri bertaraf etmek için belli alternatifler mevcuttur: İlki
konumlandırma opsiyonudur; burada girişimcinin karar vermesi gereken var
olan bir ürünü hangi yeni pazarlarda satacağıdır. İkinci alternatif,
içinde bulunulan pazar için yeni ürünler geliştirmektir. Bir diğer
seçenek ise, yeni ürünler ve yeni pazarlar için hizmet ve ürün
geliştirmektir. Girişimci için en zorlu olan pazarın ve ürünün yeni
olduğu bu durumdur. Burada dikkat edilmesi gereken girmek istediğiniz
piyasada markaları oturmuş dünya devi rakiplerin olmamasıdır.
Girişimci başarısızlığı yönetebilir
Harvard
Business Review’de yayınlanan bir makaleye göre, girişimcilerin
başarısızlığı yönetmek konusunda eğitime ve yönlendirmeye ihtiyaçları
var:
Girişimcilerin riske ve muhtemel başarısızlıklara karşı belli ilkeleri benimsemiş olmaları gerekir.
Girişimcilerin riske ve muhtemel başarısızlıklara karşı belli ilkeleri benimsemiş olmaları gerekir.
Bunların
başında kimi zaman başarısız olmayı iş yapmanın bir parçası olarak kabul
etmek gelir. Israil, Tayvan ve İzlanda gibi girişimciliğin oldukça
yaygın olduğu ülkelerde işlerin erken evrede başarısızlığa uğraması
olağan görülür. ‘Başarısızlıklar erken gelir, başarılar ise zaman alır, sabretmek gerekir.’
İşin ilk aşamalarında meydana gelen başarısızlıkları öğrenmek için
fırsat olarak görmek, nerede yanlış yapıldı, iş planını, modelini, takip
edilmesi planlanan süreçleri nasıl revize etmek gerekli gibi soruları
cevaplamaya yönelmek gerekir. Bu erken evrede yapılan hataları vakit çok
geç olmadan ve en az maddi-manevi zararla atlatmak ve projeyi
olgunlaştırmak kısa sürede düzeltmek ve bu süreçte de yeni yöntemleri
uygulamak gerekecektir. Bazen ise, bir kapının kapanmasına, yenilerine
açılmasına vesile olacaktır.
Başarısız girişimlerin riskini azaltmak için yapısal engeller ortadan kalkmalı.
Birçok ülkede girişimcilik, iflas durumunda devreye giren uygulamalarla cezalandırılır. Örneğin, iflas eden girişimcilerin tekrardan iş kurmaları engellenir. Hatta banka hesabı açmalarına bile izin verilmez. İflasın maliyeti yeni girişimcilerin gözünü korkutur. Bir diğer konu çalışanları koruyan ve işçileri işten çıkarmayı zorlaştıran yasalardır. Girişimciler eleman alırken, işler büyüdükçe, çalışanlarının sayısını arttırırken daha tutucu bir yaklaşım sergilerler.
Birçok ülkede girişimcilik, iflas durumunda devreye giren uygulamalarla cezalandırılır. Örneğin, iflas eden girişimcilerin tekrardan iş kurmaları engellenir. Hatta banka hesabı açmalarına bile izin verilmez. İflasın maliyeti yeni girişimcilerin gözünü korkutur. Bir diğer konu çalışanları koruyan ve işçileri işten çıkarmayı zorlaştıran yasalardır. Girişimciler eleman alırken, işler büyüdükçe, çalışanlarının sayısını arttırırken daha tutucu bir yaklaşım sergilerler.
Başarısızlığı aşın
Düşünülenin
aksine girişimciler umarsız kumarbazlar değiller. Tabii ki belli
yenilikleri hayata geçirmek için risk almak kaçınılmazdır. Ancak
yapılması gereken işler kötü gittiği takdirde durumu büyümeden, hızla ve
en az maddi kayıpla sonlandıracak bir çıkış planı oluşturmaktır.
Böylece, fazla zaman ve enerji kaybetmeden yollarına devam edebilirler.
Üstelik ufak düşüşler çok daha az kişi tarafından duyulacak, utanç ve
prestij kaybına neden olmayacaktır. Hükümet ve özel kurumlar bu alanda
eğitimler düzenleyerek girişimcilere riski ve olası başarısızlıkları
nasıl yönetebilecekleri konusunda yol gösterebilirler. Başarısızlığı her
yeni işin normal bir sonucu olarak görmek, onunla mücadelede strateji
geliştirmeye yardımcı olabilir.
Girişimcilik Deneme Cesaretiyle Başlar
Kral
maiyetini önemli bir görev için sınamak istemiş. Birçok güçlü ve akıllı
adam etrafına toplanmış. Kral onları bugüne kadar görüp görecekleri en
kocaman kapının önüne getirerek şöyle söylemiş: “Siz akıllı insanlar,
benim bir sorunum var ve hanginizin bunu çözebileceğini görmek
istiyorum. Burada krallığımdaki en büyük ve en ağır kapıyı görüyorsunuz.
Hanginiz bunu açabilirsiniz?”
Saray
mensuplarından bazıları açamayız der gibi başlarını sallamış. Diğerleri,
çevresindekilere göre daha akıllı sayılanlar, kapıyı daha yakından
incelemiş, fakat onlar da açamayacaklarını kabul etmişler. Bu akıllı
insanlar böyle söyleyince saraylılar sorunun çözülemeyecek kadar zor
olduğunda fikir birliğine varmışlar.
Sadece bir vezir kapının yanına giderek onu şöyle bir gözden geçirmiş ve elleriyle yoklamış, açmak için çeşitli yolları denemiş, en sonunda kuvvetle yüklendiğinde ağır kapı açılmış. Meğer kapı zaten tam kapalı değilmiş ve açmak için deneme isteği ve yüreklilikle davranma cesaretinden başka bir şey gerekmiyormuş.
Kral vezire şöyle demiş: “Sadece gördüğün ve işittiğine bağlı kalmadan, kendi gücünü devreye soktuğun ve denemeyi göze aldığın için saraydaki görevi sen alacaksın.”
Sadece bir vezir kapının yanına giderek onu şöyle bir gözden geçirmiş ve elleriyle yoklamış, açmak için çeşitli yolları denemiş, en sonunda kuvvetle yüklendiğinde ağır kapı açılmış. Meğer kapı zaten tam kapalı değilmiş ve açmak için deneme isteği ve yüreklilikle davranma cesaretinden başka bir şey gerekmiyormuş.
Kral vezire şöyle demiş: “Sadece gördüğün ve işittiğine bağlı kalmadan, kendi gücünü devreye soktuğun ve denemeyi göze aldığın için saraydaki görevi sen alacaksın.”
Deneme ve
başarma için cesaret, hem girişimcide hem de kumarbazda mevcuttur. Fark
kumarbazın çoğu zaman cesaretini içgüdüleri ve şansından, girişimcinin
ise, ürün ve pazarıyla ilgili bilgi ve deneyim birikiminden almasıdır.”
Ders alınmış başarısızlık başarı demektir.
Malcomb S. Forbes
Alıntı Kaynağı: http://kazananlarkulubu.biz/2013/03/girisimci-ve-kumarbaz/
No comments:
Post a Comment